Uygulamada, alkollü araç kullanımı kontrolünün içkili yerlerin hemen çıkışında yapıldığına veya denetimlerde kullanılan cihazların kalibrasyonlarının (ölçümleme) kontrol edilmediğine yönelik şikayetlere sıklıkla şahit olunmaktadır.
Esasında kolluk personeli tarafından yapılacak alkol kontrollerinde ilgili personel tarafından uyulması gereken kuralların yer aldığı kapsamlı bir mevzuat hükmü bulunmaktadır. Ancak bu kurallara uyulmadan denetim yapılması, idare ile kişiler arasında ihtilafa yol açacağı gibi belki daha da önemlisi, kişilerin seyahat hürriyeti, çalışma hürriyeti ve mülkiyet hakkı gibi pek çok temel hak ve hürriyetine haksız müdahale sonucunu doğuracaktır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin etkisi altında araç sürme yasağı” başlıklı 48’inci maddesinde alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılacağı ve bu cihazların sahip olacağı asgari koşullar ile diğer usul ve esasların yönetmelikte düzenleneceği belirtilmektedir.
Anılan Kanuna istinaden çıkarılan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin konuya ilişkin 97’nci maddesinin ilgili hükümleri ise şöyledir:
“Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddeler etkisi altında araç sürme yasağı
Madde 97- (Başlığı ile birlikte değişik:RG-19/2/2014-28918)
…
Trafik görevlilerince sürücülerin alkol oranlarının tespitinde aşağıdaki usul ve esaslar uygulanır:
a) Sürücülerin alkol oranlarının tespitinde; tarih, saat ve ölçüm sonucu ile cihaza ait seri numarasını gösterir çıktı verebilen ve kalibrasyon ayarı yapılmış teknik cihazlar kullanılır.
…
f) Teknik cihazla yapılan ölçüm sonucuna itiraz edilmesi durumunda tekrar ölçüm yapılmaz, yapılan işlemlere itiraz 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 27 nci maddesi kapsamında ilgili mahkemelere yapılır.
… Ölçüm yapılmasına izin vermeyen ya da yapılan ölçüm sonucuna itiraz eden sürücülerle ilgili olarak;
…
3) Teknik cihazla yapılan ölçüm sonucuna itiraz edilerek tespitin sağlık kuruluşlarında yaptırılması halinde, her iki tespit arasındaki süre, teknik cihazla ölçüm yapılmasına izin verilmemesi halinde ise kaza saati ile sağlık kuruluşunda yapılan tespit saati arasındaki süre göz önünde bulundurularak sağlık kuruluşunda yapılan tespit sonucuna ilk ölçümü yapan trafik kuruluşu tarafından her bir saat için 0,15 promil eklenmek suretiyle alkol oranı belirlenir ve çıkan sonuca göre işlem tesis edilir.”
Mevzuat hükümlerinden de görüleceği üzere alkol ölçümünde kullanılan cihazlarda hata, noksan ve bozukluk olması her zaman imkân dahilindedir. Nitekim Trafik Denetimlerinde Ve Trafik Kazalarında Alınacak Önlemlere İlişkin Yönerge, kandaki alkol miktarının ölçümü konusunda yukarıda aktarılan mevzuattan daha somut ve detaylı hükümler getirmektedir. Yönerge uyarınca, öncelikle denetim yapacak personele, alkolmetreyi kullanabilmesi için yeterli eğitimin verilmesi ve uygulama sırasında bu aletlerin “kalibrasyonlarının” yapılıp yapılmadığının takibi gerekmektedir (m. 5/1-b; 28/1). Alkollü araç kullanımının denetlenmesinde kolluk güçleri tarafından uyulması gereken kurallara ise Yönergenin 29 ve 30’uncu maddelerinde yer verilmektedir:
“Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı madde denetiminde dikkat edilecek hususlar
MADDE 29- (Başlığı ile birlikte değişik madde: 14.10.2018)
…
(2) Alkol almış sürücülerin kanlarındaki alkol miktarının tespiti esasları;
a) Sürücülerin alkol oranlarının tespitinde; tarih, saat ve ölçüm sonucu ile cihaza ait seri numarasını gösterir çıktı verebilen ve kalibrasyon ayarı yapılmış teknik cihazlar kullanılır.
Alkol test cihazı kullanımı ve ölçüm işlemi:
MADDE 30- (1) Alkol denetimine başlanmadan önce gerekli ekipmanlar (donanım) hazırlanarak, ölçüm yapmak için aşağıdaki yöntem takip edilir;
a) Görev öncesi alkol test cihazının doğru ölçüm yapıp yapmadığı ve kalibrasyonu (ölçümleme) kontrol edilir.
b) (Değişik bent: 14.10.2018) Ölçülen değerin gerçek alkol düzeyi olması için, alkol alımı ile ölçüm yapılan zaman arasında en az 20 dakikalık zaman geçmiş olmasına özen gösterilir. (Sürücü alkol aldıktan hemen sonra alkol testine tabi tutulur ise, sonuç yüksek bir değer çıkabilmektedir. Bunun nedeni, cihaza nefes üflenirken, ağız içerisinde (dişlerde, damakta, dilde) bulunan alkolün de gönderilmesidir. Bu değere ağız alkolü denilmektedir. Alkolmetre ile ölçüm yapan personel, ağız alkolü etkisinden arındırılmış ve doğrudan akciğerlerin derinliklerinden üflenmiş nefes olmasını sağlamak için, sürücünün son alkolü alma süresi üzerinden en az 20 dakika geçmesi beklenilmelidir.)
c) Her sürücü için ayrı bir alkol üfleme çubuğu kullanılır.
ç) Sürücünün ayakta veya rahat bir konumda üfleme yapması sağlanır.
d) Üfleme cihazı görevli tarafından tutularak, sürücüden düzenli ve bir defada kuvvetli üfleme yapması istenilir.
e) Ölçüm sonucunda dijital ekranda görülen değer sürücüye/sürücülere gösterilecek ve kanındaki alkol oranı promil olarak söylenir.
f) Sürücülerin alkol oranlarının belirtilmesinde “%70 alkollü” gibi yanlış ifadeler kullanılmaz, “0.70 promil alkollü olduğunuz tespit edilmiştir” şeklinde açıklama yapılır (0.70 promil demek insan vücudundaki 1 litre kanda 0.7 gram alkol bulunması demektir.).
g) Yasal sınırın üzerinde alkol aldığı tespit edilen sürücülere yapılacak yasal işlemler açıklanır. Ölçüm sonrasında çıkan değer tutanaklara promil cinsinden yazılır,
Alkol test cihazlarının kalibrasyonu ve kayıtlarının tutulması
MADDE 31- (1) Alkol test cihazları ile doğru ölçüm yapabilmesi ve ölçüm kayıtlarının alınabilmesi için;
a) Alkol test cihazlarının belirlenen (kullanma talimatındaki teknik özelliğine göre) sürelerde veya belirlenen ölçüm sayılarında mutlaka kalibrasyon ayarı yaptırılır.
b) Alkol test cihazlarının yapılan kalibrasyon ayarları (ölçümleme) kayıt altına alınır,
c) Alkolmetre test cihazının hafızasındaki ölçümlere ilişkin kayıtlar, bilgisayar ortamına aktarılarak ve iki (2) yıl süre ile muhafaza edilir.
ç) Bu cihazlarda arıza olması halinde vakit geçirilmeksizin tamir ve bakımı cihetine gidilir ve yapılan işlemlere ilişkin süreç belgelenir.
…”
Dikkat edileceği üzere aktarılan Yönerge hükümleri dayanağı Kanun ve Yönetmelik hükümlerine oranla çok daha somut ve uygulayıcıya (kolluk personeline) yöneliktir. Nitekim kurallar (normlar) hiyerarşisi uyarınca, altta yer alan normun üstte yer alan normdan daha somut ve ona uygun olması gerekmektedir. Kamu görevlileri için mevzuatı en somut olandan başlayarak uygulamak ise bir zorunluluktur. Bu zorunluluğun nedeni, kamu personelinin takdir yetkisinin sınırlandırılarak eşitlik ilkesine aykırı karar almalarının önüne geçmek ve hukuki güvenliği sağlamaktır. Diğer bir ifade ile alkol kontrolü yapan kolluk personelinin yapacağı denetimlerde öncelikle Genelge hükümlerinde yer alan kurallara uygun biçimde denetim yapması zorunludur.
Yönerge’de öngörülen kurallara uyulmaması ise (test cihazının kalibrasyonun yapılmamış olması veya alkol alımı ile ölçüm yapılan zaman arasında en az 20 dakikalık zaman geçmemiş olması gibi) doğru sonuç elde edilemeyeceğinden, bu sonuca dayalı olarak tesis edilen ehliyete el konması ve idari para cezası gibi idari işlemleri de hukuka aykırı hale getirecektir.